9 Mart 2010 Salı

kız çocuğu

damarlarına nerden geldigi belli olmayan biri tarafından pompalanan mutluluk salgılarını minicik minicik hissediyordu.
bundan uzun zaman önce koşarken aniden düşmüş,çok ağlamıştı.açılan damardan tüm neşesi akmıştı .
içinde kalan kırıntılarla idare etti ve tökezleyerek yürüdü bir süre.
her an düşecekmiş hissiyle sokakların hiçbirine giremiyor.kendi yolundan gidiyordu.
aniden daldıgı o sokaktaki düşüşüne hiç hazır değildi,hiç hazır olmamıştı.
dahası öyle merak ediyordu ki sokağı.sadece yürümek istiyordu.sonuna gelemeden düşmesi kötü olmuştu.sokaktan ilk kez bu kadar güzel agaclar gözüküyordu belki de.önce girdiği sokakları daha cok sevmişti ama,onlar bina doluydu.ilk kez agaclısına denk geliyordu.
yürürken agaclı sokagı tekrar gördü.
şüphe etti.
sokağa girmeli miydi?
tekrar düşer miydi?
sokağın sahibi var mıydı?
şimdi kız sokağa doğrü kücük bi adım attı.sokagın sonunda onun için birşeyler varsa,zamanının bi bölümünü gecirebilirdi.
girdiği anda aıck damardan içeri minicik mutluluklar salgılandı.
üç soru işaretinden biri gitmişti.
rüzgar cok sertti,çok güzeldi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder