16 Şubat 2010 Salı

ergenlik

karşımda oturup her zamanki cümle ve mimikleriyle kendini anlatmasını izledim.ne demek istediğini bliyordum.cümlesini tamamlayabilirdim hatta.ama anlaşamadığımızı ne kadar sanarsa,o kadar açık olacaktı bana.birşeyleri gizlemekle söylemeye gerek duymamak arasında bir çizgi vardı.beni umursamadığını biliyordum.kendi hayatına soktugu kadarki beni umursuyordu,işine yaramayan hislerimi sikip atabilirdi.sonra çoğu insan budur dedim.karşısındakinin istediğini sever.birilerini bütün halinde sevmeye calısmak benim olayım,karsımdakinden de bunu beklemek sacma.insanlar hissettiklerimle empati kurmayıp kendilerine göre yorunca iyice içim sıkılıyor.anlamasını istediğim sey genel olarak onda biryerim olmamasıydı.ve artık bende de onun yeri yoktu.birlikte gülebilirdim,çalışabilirdim hatta susabilirdim onunla sonsuz bir hazla.ama çekirdeği için takındığı kendini izole etme cabası beni yormustu.artık biz hiç te öyle basit ve sade falan değildik.uzun zamandır.uzaklaştım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder