uzun zamandan sonra yeni bir güne tamamen yeni başlamayı hatırladım .sabaha karşı uyuyup huzurlu olarak erken kalktım.dolu bir mahalleden şarkılar yükseldi.sonra kahkahalar.birinci kattan gökyüzüne.güldüğümüz için mutlu olmadık,mutlu olduğumuz için güldük.
evi temizleyecek enerji vardı,çıkıp börek alacak bile
işleri birbirimize paslamadan.
ve sonrası bahçe.
yağmur başladığında biz hala bahçede kalmak istiyorduk.içeri gidemez ve ıslanamazdık.
kadınım çarşafları getirdi.demir parmaklıklar ve saksılar arasına gerdik.yere bir battaniye ve koltuğun minderleri.sonra bir yığın yazı.bir yığın yaşam battaniye üstünde.bi yığın ruh.
cemal süreya.orhan veli.can yücel.brecht.füruzan.ece ayhan.
yazmak ne?neden yazarsın?neden yorumlar mutsuz eder?önemli olan gerçekten sonuç değil süreç mi?okulda neden birşey öğrenmiyorum?17 yaşına gelmek ve aslında gerçekten pek te birşey bilmediğim gerçeğini fark etmiş olmam bundan sonrasında ne getirecek?harekete geçicem ama başlangıç noktası nerede?plastik sınır'a bu kadar inanırken neden şimdi yazdığım şeyden korkutmalarına izin veriyorum?sonra can yücel'in yazdığı birşeyi okuyorum.ve aydınlanıyor kafam.
ceren "insanlar herşeyi halının altına itmeye çalışıyor,ve sen onlara çarptın.hoşlanmayanlar olacaktır.ne zaman fark edeceksin yaptığın şeyi?"diyor.evet diyorum.bazen bambaşka bi insanın yazdığı şey doğru zamanda karşına çıkar,ve evet dersin,yalnız değilsin.
"içerimde bir bokluk var
yıkıyorum,yıkıyorum,yıkılmıyor
yüzümde bir maske var
çekiyorum,çekiyorum,çıkmıyor
böğrümde bir ölü çocuk
ölüyorum ,ölüyorum, ölmüyor
gözümde bir çakmak var
çakıyorum,çakıyorum,çakıyor
suratınıza!"
dinginim.yanımda bir fizik şampiyonu,bir büyücü ve michael jackson ile robin williams arasında sıkışmış 3 kadın var
müthiş güzellikte bir de çadırımız.o çadırın altında,ıslanmadan yutuyoruz yağmuru.
müzikler sonda değil,biz o şarkıların fonuyuz.
dinginim,dinginiz.mutluluk buradan çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder